Bu makale, DOK Mimarlık Dergisi’nin bu sayısında yer alan makalenin bağımsız versiyonudur. Derginin tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
Dakikalar için saatleri kullanırız.
Bedenler ve şehirler ise uzun hikayeyi anlatır.
Binaların yüzeylerinde ve kemiklerinde zamanın izleri vardır.
Özgürlük Heykeli bronz olarak başladı, şimdi deniz yeşili okunuyor.
Takvim olarak kimya.

Mermer basamaklar milyonlarca ayağın altında çukurlaşır.
Ellerin ısrar ettiği yerde pirinç raylar parlıyor.
Beton çilleniyor, çelik çiçek açıyor, cam buğulanıyor.
Kat kat boyalar, hızlı düzeltmeler, dikkatli yamalar.
Halka açık bir kullanım günlüğü oluşturur.
Çatlak veya pas bir arıza belirtisi mi yoksa yaşam belirtisi midir?
Bakımsızlık ve patina arasında bir çizgi vardır.
Bakım utanç değil sevgidir.
Onarım için tasarım yapabiliriz, sadece ortaya
çıkarmak için değil.
Geri çevrilebilir detaylar. Standart parçalar.
Gelecekteki fonksiyonları karşılayan
yükseklikler.
Tuzak kuran değil, uyum sağlayan çitler.
Yazın gölge, kışın ışık sağlayan yaprak döken ağaçlar.
Bizimle birlikte yaşlanan sistemler, bize karşı değil.
Bazı eserler durağan kalmayı talep eder,“yeni” kalmak için enerji tüketir.
Diğerleri hava koşullarını, trafiği, ritüeli kabullenir ve daha iyi hale gelir.
Dürüstçe yara açan korten.
Hafızada kararan ahşap.
Eşiklerde dönen bedenlerin yarıçapını kaydeden taşlar.
Gölge bile bir saattir.
Öğle vakti mevsimleri işaretleyen cepheler, akşam ışığını misafirliğe uzatan odalar.
Parthenon binlerce yıl ayakta kalırken, beton bir kule on yıllar içinde yorgun görünebilir.
Bu, birini saf diğerini suçlu yapmaz ama her birinin hayatta kalmak için kendi dünyasından ne talep ettiğini sorar.
Zaman en acımasız ve dürüst eleştirmendir.
Ama mesele zamanı etkilemek değil, onunla birlikte yaşamaktır.
Bir bina, bugüne hizmet ederek yarını kazanır.
Sessizce, tekrar tekrar, işimizi gösteriş haline getirmeden.



İşte ölçü budur.
Yaratılış hala işini yaptığı için ayakta duruyor, biz onun görüntüsüne kurban vermeye devam ettiğimiz için değil. Bize hizmet etmek için. Bizim ona hizmet etmemiz için değil.