Haydarpaşa Garı, İstanbul Anadolu yakasında, Kadıköyde yer alan TCDD‘ye ait ana tren istasyonudur. İstanbul dendiğinde ilk akla gelen tarihî güzelliklerden biri olan Haydarpaşa Garı, yaklaşık yüz yıldır İstanbul’u dünyaya bağlayan bir ana istasyondur. 1908 yılında Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak hizmete girmiştir. Türk filmlerine de ev sahipliği yapmış olan gar, tarihi boyunca sık sık yangınlarla uğraşmıştır.
Kadıköy’ün simgesi ve trenlerin düdük sesleriyle boğazı kendinde toplayan Haydarpaşa Garı’nın tarihini ve mimari özelliklerini gelin hep beraber inceleyelim..

Haydarpaşa Garı Tarihi
Haydarpaşa Garı yapılmadan önce, yerinde 1872 yılında Pendik’e kadar işleyen demiryolunun başlangıç noktasının bulunduğu bilinmektedir.

Devrin Osmanlı padişahı II. Abdülhamid döneminde, 30 Mayıs 1906 tarihinde garın yapımına başlanmış ve 19 Ağustos 1908 tarihinde hizmete girmiştir. Binanın inşaatı, Anadolu Bağdat adı altında bir Alman şirketi gerçekleştirmiştir.
İki Alman mimar Otto Ritter ve Helmuth Cuno ve 1500 İtalyan taş ustasının iki yıllık çalışması sonucunda hazırlanan proje yürürlüğe girmiş, açılışı 19 Mayıs 1908 yılında olmuştur. I. Dünya Savaşı sırasında gar deposunda bulunan cephanelere 1917’de yapılan bir sabotajla çıkan yangın sonucu binanın büyük bir bölümü hasar görmüştür. Yeniden onarılan bina bugünkü şeklini almıştır. Garın önemi zamanla, demiryolu ağının Anadolu’nun içlerine kadar genişlemesiyle birlikte artmıştır. 1979’da Haydarpaşa’nın açıklarında Independenta adlı tankerin bir gemiyle çarpışması sonu meydana gelen patlamadan ve sıcaktan dolayı binanın O Linneman adlı ustanın yaptığı kurşun vitrayları hasara uğramıştır. 1976’da aslına uygun olarak yeniden geniş çapta onarılmış ve 1983’ün sonunda dört dış cepheyle iki kulenin restorasyonu tamamlanmıştır.
28 Kasım 2010 tarihinde çatısında çıkan ağır yangından dolayı çatısı çökmüş ve 4. katı kullanılamaz hale gelmiştir.
Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesi kapsamında İstanbul-Eskişehir bölümündeki demiryolu çalışmaları nedeniyle, 1 Şubat 2012 tarihinden itibaren 24 ay süreyle ülke çapındakı tren seferlerine ara verildi.
İlk yapıldığında 2525 metrekarelik bir alana kurulan Haydarpaşa Tren Garı, kapandığı 2013 yılında toplam 3836 metrekarelik bir alana yayılmış; yedi yol ve dört peronla yıllarca hizmet vermiştir. Doğu Ekspresi, Başkent Ekspresi, Fatih Ekspresi, Kurtalan Ekspresi gibi tanıdık trenlerin tamamı uzun yıllar boyunca buradan kalkmıştır.
Haydarpaşa Garı Mimari Yapısı
Yapımında Hereke’den getirilen açık pembe renkli granit taşların kullanıldığı Haydarpaşa Garı, tarihinin yanı sıra mimari özellikleri ile de İstanbul için özel bir yere sahiptir. Klasik bir Alman mimari örneği olarak kabul edilebilecek binaya kuşbakışı bakıldığında; bir bacağının uzun, diğer bacağının kısa bir “U” harfi şeklinde olduğu görülmektedir. Binanın içinde geniş ve yüksek tavanlı odalar yer almaktadır. Gar ilk yapıldığında bu odaların tavanlarında el işi nakışlar olduğu ama sonraları bu nakışların üzerlerinin sıvandığı bilinmektedir. Günümüzde yalnızca bir odasının tavanında, dört köşesinde TCDD’nin amblemi olan kanatlı tren tekerlekleri işlemesi, orijinal haliyle durmaktadır.
Haydarpaşa Garı neo-klasik bir yapı olarak adlandırılmaktadır. Toplamda 3 bin 836 metrekarelik bir alana yayılmış olan Gar 5 katlıdır. Her biri 21 metre uzunluğunda 1100 ahşap kazık üzerine inşa edilmiştir. Binanın asıl strüktürünün, bu kazıklar üzerine yerleştirilen kazık ızgarası üstünde yükseldiği bilinmektedir.
Tarihi garın bir diğer mimari özelliği ise klasik Alman mimarisinde sıkça kullanılan bir tarz olan “dik çatı” şeklinde yapılmış ahşap çatısıdır. Zemin kat ve asma katlarda Lefke-Osmaneli taşından cephe kaplaması kullanılmıştır. Binanın saçak kornişiyle, 2. ve 3. kat kornişleri içinde kalan kısımda, ahşap dikdörtgen pencereler bulunmaktadır. Pencerelerin arasında ise dikdörtgen süs kolonları yer almaktadır. Dış cephe ise geometrik desenler ve çiçek desenleriyle süslenmiştir. Binanın denize bakan taraflarında her iki ucuna denk gelecek şekilde tabandan çatıya doğru daralan dairesel kuleler bulunmaktadır.

Haydarpaşa Garında Meydana Gelen Yangınlar ve Patlamalar
Haydarpaşa Garı’nın tarihinde belki de en dikkat çekici ama ne yazık ki kötü anılardan biri 6 Eylül 1917’de bir İngiliz casusunun düzenlediği sabotajdır. Garda bekleyen vagonlara vinçlerle cephane yüklenirken İngiliz casusun sabotajı sonucu; binada depolanan, garda bekleyen ve gara girmek üzere olan trenlerdeki cephaneler patlamış ve görülmemiş büyüklükte bir yangın başlamıştır. Trenlerde bulunan yüzlerce asker de bu patlamadan ve çıkan yangından büyük zarar görmüştür. Hatta patlamanın şiddetinden Kadıköy ve Selimiye’deki evlerin camlarının kırıldığı anlatılmıştır.
15 Kasım 1979’da garın biraz açığında, ‘Independanta’ adlı Romen yakıt tankeri patlamış ve binanın camları ve tarihi renkli vitrayları parçalanmıştır.
Tarihi Haydarpaşa Tren Garı’nın çatısında 28.11.2010 tarihinde saat 15.30 sularında çıkan yangın yangın, garın çatısında tamamen yok etmiştir. 1 saat içinde kontrol altına alınan ve ardından da tamamen söndürülen yangının çıkış nedeninin çatıdaki tadilat olduğu iddia edilmiştir.
Haydarpaşa Garındaki Türbe
Haydar Baba Türbesi, Haydarpaşa Tren İstasyonu’nda rayların arasında saklı kalmış gizemi konuşulan bir türbedir. Garın ismini aldığı türbe hakkında yıllardır tartışılmaktadır. Türbenin oldukça ilginç bir hikayesi var olmakla birlikte ve gelenekleşmiş bir durum söz konusudur. Garın hizmete girdiği yıllardatren istasyonunun hareket amiri türbenin bulunduğu yerden tren rayı geçmesini istiyor ve bunun için bir ekiple çalışmalara başlıyor. Anlatılanlara göre; çalışmalara başlanılan gece hareket amirinin rüyasına gara ismini veren Haydar Paşa giriyor. Rüyada hareket amirine “Beni rahatsız etmeyin.”, diyor. Hareket amiri bu rüyaya aldırış etmeden mühendislerle birlikte çalışmalarına devam ediyor. Rüyasında tekrar gördüğü Haydar Paşa hareket amirinin boğazını sıkıyor ve tekrar aynı şeyi söylüyor. Bu ürpertici rüyadan etkilenen hareket amiri çalışmaları durduruyor. Sonrasında yapılması planlanan tren yolu türbenin iki yanından geçiyor. Böylece Haydar Baba Türbesi tren yolunu ikiye bölmüş bir şekilde günümüzde hala ziyaret edilmektedir. Bugün halamakinistlerin ve tren personelinin yolculuğa çıkmadan önce uğrayıp, sağ salim yolculuk için dua ettiği söylenmektedir.

Haydarpaşa Garı Çatı Saati
Garın çatısında bulunan saat Anadolu’daki benzer birçok çatı ve cephe saatinin aksine 1908 yılında yapının kendisiyle birlikte tamamlanmıştır. Barok süslemeli alınlıkta yer alan saat dairesel bir kadrandan ibarettir. Saatin orijinal mekanizması korunmakla birlikte kadrandaki Doğu Arap rakamları Harf Devrimi ile birlikte Arap rakamları ile değiştirilmiştir.

Haydarpaşa Garı İsim Kökeni
Haydarpaşa Garı, ismini Selimiye Kışlası’nın yapımında emeği geçen Haydar Paşa’dan almıştır. Padişah III. Selim, kendi adını taşıyan kışlanın inşası sırasında üstün gayret gösteren Haydar Paşa’ya jest olarak bu semte ve civarına Haydarpaşa denmesini uygun görmüştür.
Haydarpaşa Garı Hakkında Düşüncelerim
Tarihi 20.yüzyıla dayanan bu gar, İstanbul ve civarının evrensel bağını taşımıştır. Sık sık yangınlarla boğuşan bu yapı her şeye rağmen bu günlere gelmeyi başarmıştır, bunda yapısının sağlamlığı ve yapım tekniklerinin rolü yadsınamaz. Bu bölgenin kültürünü ve önemini bütün dünyaya yaymak için bir aralık olmuş ve görevini günümüze kadar layığı ile yerine getirmiştir.
Gar olmasının yanı sıra bir kültür merkezi de olan Haydarpaşa Garı hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Sizce de burası İstanbul’u dünyaya bağlayan yerlerden biri mi? Eksik bir yönü var mı? Eğer hala göz atmadıysanız Aspendos incelememizi de buradan okuyabilirsiniz.
Mimar:Otto Ritter ve Helmuth Cuno
Mimari Tarz: Neo-klasik
Yıl: 1908
Yer: Kadıköy,İstanbul, Türkiye