Cam Ev’de biçimsel yaklaşım oldukça açık. Mies Van der Rohe ve ben, nasıl tamamı cam bir evin yapılabileceği konusunda tartıştık ve ikimiz de bir tasarım gerçekleştirdik. Tabiki Mies’inki öncüydü (Philip Johnson, burada Farnsworth Evi’nden bahsediyor.), benim de ustadan esinlenilmiş hali; fakat iki yapıda oldukça farklı yaklaşımlar mevcut. Benim yapımda birden fazla tarihi etki var. Cam Ev, biçimsel olarak Mies Van der Rohe, Malevich, Pantheon, İngiliz bahçeleri, Romantik akım ve 19. yüzyılın asimetrisi. Başka bir deyişle, bütün bu ögeler burada birbirine karıştırılmış fakat yapı tarihi bir dokunuşla modernin işlenişi, basit bir küp.
Cam Ev projesinin başlamasının sebebi, o arazinin orada varoluşu aslında. Şu ana kadarki en zor işim. Tam olarak 3-4 yıl tasarım hakkında fikir geliştirmekle geçti. Her biri arazinin peyzajını bütünleyen fikirlerdi. Yani Glass House yapıdan çok bir manzara parkı. Ben ilk olarak buradaki tepeciğe ve meşe ağacına odaklandım. Bu tepedeki manzara bütün bu şeyin ortaya çıkışı oldu. Bana sorarsanız etrafta dolanarak bütün mekanı görebilmeniz iyi bir şey. Glass House’da bu senaryo mümkün. Aynı yerde durarak hem güneşin doğuşunu hem de ayın ortaya çıkışını izleyebileceğiniz tek ev olduğunu iddia ediyorum. Çünkü bu diğer her türlü ev için bir imkansızlık, başka bir etkiyi deneyimlemek istiyorsanız başka bir odaya gidersiniz. Cam Ev’de bu etki hep ve evin her noktasında aynı şekilde var.
Artistik olarak Glass House, tabiki, Mies Van der Rohe’nin soyundan geliyor. Mies bana 1940’larda bir gün bir cam ev yapabileceğimi söyledi, ben ise cam evi yapamayacağını çünkü camın bir duvardan destek aldığı veya bir duvarın içine girdiği durumda tüm cam evin ‘camlığını’ yok edeceğini söyledim. Bu nedenle evde hiçbir duvar bulunmamalıydı. Duvarlar, bütüncül evin içinde birbirinden ayrı pavyonlar yaratacaktı; tıpkı benim evimde tuvalet alanının yarattığı gibi. Bunun dışında evin içi ve evin planlaması basit, düzlem ve bloklarla yani Mies’e yönelen düzenlemelerle yapıldı. Bu demek oluyor ki, yatak odasındaki dolay bir düzlem, mutfak bir diğeri ve iki alan kapalı, dairesel bir banyo ile destekleniyor. Böyle bir düzen bize diğer elemanların bu üç merkez etrafında yayıldığı bir çapa formu veriyor. Bu, basit bir asimetri, basit bir 1920’ler mimari düşünce uygulaması. Daha sonra bütün bu yaptıklarımı simetrik bir kafes içine koydum, Mies’in diyebileceği üzere, çıkış noktasını tamamen reddederek.
Siz evin merkezinde, halının üstünde, ateşin önünde yani evin asıl odak noktasında, otururken bütün evi buradan gözlemleyebileceğinizi ve bütün eve burdan hakim olabileceğinizi fark edeceksiniz. Cam Ev’e girdiğinde kullanıcı, mecazi olarak konuşacak olursam, bir köpek gibi etrafı koklayacak -köpekler için koklama oturacakları yeri bulmada önemli bir araç- sonunda etrafında döne döne konforunun maksimum olduğu yeri seçecek ve oraya yerleşecek. Bunu eve girdiğinizde fark etmeden yapıyor olacaksınız. Nereye oturabilirim? Nerede sırtımın bir tehlikeyle karşı karşıya olmadığını hissedebilirim? Nerede her şeyin merkezindeymiş duygusunu hissedebilirim? Evde halıyla tanımlı bu alan cevap olacak.
Bu fikre göre evin oturma odası şöminenin karşısı. Halı oturma odasını tanımlıyor. Oturma odası, halının üstüne, halı Cam Ev’e, Cam Ev de bulunduğu alana oturuyor. Bu geniş çimenli alanla ev arasındaki basamak farkıyla da iki mekanın farkı göz önüne seriliyor birbiri içine geçmiş peyzaj ve ev arasında. Sonucunda evin üstünde olduğu platform,arazinin geniş çimenliğine oturtulmuş; Cam Ev’in kendisini alanına bağlayan bir öge.
Dışarıdaki simetri ise benim üzerinde dinlendirici etki yaratan, yapıya sakin ve düzenli bir hava katan karaktere sahip. Buradan içeri giriyorsunuz ve asimetrik düzlemlerin ve hacimlerin vahşi dünyasına dalıyorsunuz. Bu ideal mekanları birbirinin yanında tasarlama, birbiri içinde kurgulama, aynı zamanda birbirinden izole etme ve hepsini bir noktada birbirine bağlama fikri ilk olarak özellikle Mies’in ideali amaçlayan tasarımlarından daha sonra da Malevich ve diğer bir sürü kontrsüktivistten çıkıyor tabiki. Benim bu tasarımımda yaptığım bu.