Bu makale, DOK Mimarlık Dergisi’nin bu sayısında yer alan makalenin bağımsız versiyonudur. Derginin tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
Özgür iradeyi sıklıkla ilahi bir hakmış gibi konuşuruz.
Ancak tasarımda özgür irade, bağlam, kısıtlamalar ve özenle kazanılan bir ayrıcalıktır.
Özgür irade, insanlığın giderek daha bencil hale gelmesiyle birlikte son zamanlarda giderek daha fazla kullanılan bir kavramdır.Tür olarak evrimleştikçe, seçimlerimizi haklı çıkarmak için nedenler yaratmaya başladık. Ancak, yaptığımız her seçimin, daha önceki seçimlerimizin bir ürünü olduğu unutulmamalıdır.
Nihilizm, özünde “her şey anlamsızdır” der.
Bu, dünyanın ve eylemlerimizin boşluğuna dair bir ifade olsa da, bazıları bunu bir rahatlama olarak yorumlar.
Ancak, hayatınız parçalanırken nihilizmle, her şey yolunda giderken ise ikincisiyle daha fazla özdeşleşebilirsiniz. Bunun tersi de geçerli olabilir.
Sözde özgür irade, bu ifadeyi nasıl yorumladığınızda kendini göstermeye direnir.
Ancak hala umut seçeneği vardır. İnsanı devam ettiren şey. Belki de akıl sağlığını korumak için son çare. Mantığa karşı gelebilecek kadar güçlü bir inanç.
Tasarımcılar olarak, bir binadaki kodun sınırlamaları ve gereklilikleri içinde özgür hissedebiliriz. Çoğu zaman, kısıtlamaları kendi avantajımıza kullanır ve esnetiriz. Ya da belki de verilen arazinin şekline uygun benzersiz bir bina yaratmak için kullanırız. Duvarlarda hangi rengi kullanacağımızı veya ana cephenin hangi yöne bakacağını seçmek, özgür irade hakkında konuşurken buzdağının görünen kısmıdır.
Brutalizm insanları benzer istiflenmiş yerlerde yaşamaya zorlarken, eski konutlar da neredeyse hepsi aynı görünen benzer şekiller ve estetik arayışları izlemişti.
Aradığımız özgür irade, farklı yaşam tarzlarına sahip farklı insanlar için farklı ihtiyaçlara göre farklı tasarımlar yapmamızı sağlamalıdır. Tasarımcı olarak, gerçek kullanıcının katı -standart olmayan- gereksinimleri nedeniyle tasarım yaparken kendimizi incinmiş hissetmeliyiz. Asıl amaç, tasarımcı olarak gerçek kullanıcıyı memnun ederken kendi irademizle özgür olmaktır.
Özgür irade genellikle, eylemin en fazla birkaç kişiyi etkilediği günlük yaşam eylemlerini içerir. Uygun bir tasarım belirli koşullar ve belirli kişiler için tasarlanmamalıdır, bu nedenle özgür iradenin uygulanması daha zordur.
Bir ev tasarlamak, içinde yaşayan kullanıcı için bir ritüel yaratma zorluğunu beraberinde getirir. Planın yerleşimi veya yönelimi ile ilgili seçimleriniz, işlevsel bir mimari tasarımın ilk adımıdır.
Özgür irade biraz acı vermeli.
Sizi terletmeli. Çünkü gerçek özgürlük kaçış değil, sorumluluk gerektirir.
Evin deniz manzarası varsa, cepheye banyo yerleştirebilirsiniz.
İsterseniz yatak odasına kendi küçük bahçesini yapabilir ve diğer odaların duvarlar olmadan şehir manzarasını kullanmasını sağlayabilirsiniz.
Ancak, bu benzetmelerin en azından birileri için bir anlam ifade etmesi gerektiğini unutmamak gerekir.
Dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta da, özgür irademiz olduğu için tasarımda aşırıya kaçmamaktır.
Üçüncü bir bakış açısı yaratmalı veya tasarımın ne zaman durdurulacağı ve tasarımı gerçeğe dönüştürmek için ne zaman harekete geçileceği konusunda başkalarının fikirlerini almalıyız.
Son zamanlarda çok konuşulan özgür irade, kişinin davranışları için açık çek değildir, ancak verilen seçenekler tasarım için yeterli olmadığında üçüncü seçenekler yaratmak olarak yorumlanmalıdır.
Hayat tercihlerinde üçüncü bir seçenek yaratma yeteneğiniz, gerçek zenginlik ve bütünlüktür.
Çünkü asla yaşamakla ölmek arasında seçim yapmak zorunda kalmamalısınız.
Özgür irademizin sınırlarını test etmeye çalışırken, gerçek sorunları bulmamıza yardımcı olabilecek diğer bakış açılarını aramalıyız. İnsanlarla ilişkilerimizde radikal veya sabit düşüncelere sahip olmamalıyız. Körü körüne eleştirme veya övme de yapmamalıyız.
Belki de özgür irade, pasif olarak sahip olduğumuz bir şey değil, aktif bir test ve uyum sağlama eylemidir.
Cesaret edip hayal etmeden önce var olmayan bir şeyi yaratmakla ilgilidir.