Bu makale, DOK Mimarlık Dergisi’nin bu sayısında yer alan makalenin bağımsız versiyonudur. Derginin tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
Duygularımızı o kadar çok analiz ettik ki, önce onları hissetmeyi unuttuk.
Bir binayı incelemek, o binada durmakla aynı şey değildir. Ekranlar genellikle gerçeği düzleştirir.
Eyfel Kulesi çevrimiçi olarak bir sembol iken, gerçek hayatta Eyfel Kulesi bir hatıradır.
Birisi için ilk öpücük, bir başkası için sıçanlar ve bir başkası için bir kartpostal.

Paris Eyfel Kulesi Fareleri 2024 Olimpiyat Oyunları için antrenman yapıyor – webartgallery – 16 Nisan 2024
Paris’in güzelliği, her şehir gibi, imajının asla itiraf etmeyeceği özel yükleri de beraberinde getirir.
Peki kalabalığın üzerinde anlaşabileceği bir anlamı nasıl yükleyeceğiz ?
Atamayız.
Anlam müzakere edilir, beyan edilmez.
Ancak tasarım, müzakereyi incelikli bir şekilde eğebilir.
Açık alanlar ve cömert eşikler bedenlerin rahatlamasını sağlar.
Sıcak dokular ve tanıdık ölçekler
oyalanmaya davet eder.
Okunabilir kısayollar, ayaklarınızın
zaten gitmek istediği yolu davet eder.
Kararlar kendi kendine yazılmış gibi hissettirdiğinde, rehberlik ortadan kalkar.
Tasarımcı karar vericiden sessiz ev sahibine dönüşür.
Bazı yerler bizi yükselmeye davet eder.
Köln gibi katedraller gözü yukarı doğru çekerek yapıyı bir umut dersine dönüştürür.
Japon çay evleri dünyayı kasıtlı olarak daraltır.
Daha az yükseklik, daha az ışık, daha fazla dikkat, sessiz bir rahatlama sunar.
Araştırmalar sıcaklık, hava akımı, koku, yankılanma ve ölçeğin bu mekanları nasıl okuduğumuzu güçlü bir şekilde etkilediğini gösteriyor.
Louvre bir medeniyeti barındırıyor, ancak kalabalıklar Mona Lisa ‘ya doğru bastırıyor. Bu arzu çizgisi bir veridir.
Belki de insanların gerçekte nasıl hareket ettiklerine göre tasarım yapmalı, görüş hatlarını, kapasiteyi ve konforu geliştirmeliyiz.
Bu, diğer eserlere biraz daha az yer vermek anlamına gelse bile.
Çünkü yaşayan mimari durağan bir tablo değildir.
Tenimizdeki ışıkla, ciğerlerimizdeki havayla, iki ses arasındaki mesafeyle, bir bankın vaadiyle ayarlanan şimdiki zamanda bizimle birlikte hareket eden bir sanat formu.
Bizim işimiz duyguları yazmak değil, daha iyi duyguların ortaya çıkabileceği koşulları yaratmak ve sonra geri adım atmaktır.